Saturday, May 24, 2008

Feist





Aynı zamanda Broken Social Scene üyesi olan Kanadalı şarkıcı Feist, solo olarak devam ettiği müzik kariyerindeki dünya turnesi çapında 24 Mayıs gecesi Amsterdam-Paradiso’da konser verdi. Bende konserden 2 ay önce biletimi almış, merakla bu konseri bekliyordum. Konser biletleri 1,5 ay önceden tükenmiş, seyirciler sabırsızlıkla Feist’ı bekliyorlardı.


Saat 9 civarında Feist sahneye çıktı. Konser boyunca, gölge şovları sahnenin arkasında kurulmuş olan perdeye yansıtıldı. Her şarkının temasına uyacak şekilde hazırlanmış olan bu görsel gösteri konsere ayrı bir zevk kattı. Ağırlıklı olarak “Let It Die” ve “The Reminder” albümlerinden şarkılar seslendirdi sanatçı. 1,5 saatlik bu konserde “I Feel it All”,”1 2 3 4”, “Honey Honey”, “My Moon,My Man”,”Inside and Out”,”One Evening” gibi birçok şarkı dinleme fırsatı bulduk Feistdan. Şarkı aralarında çok da güzel itiraflarda bulundu kendisi. Amsterdamı çok sevdiğini ve şehirdeki bisiklet maceralarını anlatırken, aslında bir itirafta bulunup 6 yıl önce Paradiso’da Gonzales ile sahneye çıkacakken space cake yiyip sahneye çıkamamasından bile bahsetti. Bu yüzden de bu gece sahnede olabildiğinden oldukça memnundu. İnsana huzur veren bu sesi canlı olarak dinleyebilmek çok büyük bir mutluluktu. Feist, seyircileri hem sesi hemde sahnedeki samimiyeti ve şirinliğiyle büyüledi, adeta hepimize görsel ve müzikal bir şov yaptı.

Sunday, May 18, 2008

Facebooktaki güvenlik problemi


Bugün Facebook hakkında yazmak istedim. Okul için bir yazı hazırlarken aslında bunu sizlerle paylaşmanın iyi bir fikir olacağını düşündüm. Bugün tüm dünyada 70 milyon kullanıcısı olan bu site adeta bir virüs gibi yayıldı. Ancak bu sitenin güvenliği hakkında ne kadar bilginiz var?

Bir süredir Facebookta kullanıcılar çeşitli güvenlik ve gizlilik problemleri yaşamaktalar. Öncelikle buraya üye olan kullanıcıların profillerini tamamen silmeleri mümkün değildi. Şimdi bunu yapmak için ancak Facebook yetkililerine mail atmanız gerekiyor çünkü siz Facebooktan çıkmak isteseniz de sizin kişisel bilgileriniz şirketin sisteminde tutuluyor. Ve bundan sonra çıkan 2. en büyük problem BBC’nin “Click” adlı programında açıklanan application problemi oldu.

Biliyorsunuz bir süredir Facebookta istemediğiniz kadar application türedi. Bende ilk zamanlar birçok application kullanmış olsam da sonradan sıkıldım ve çoğunu sildim. Applicationlar hakkında yapılan araştırmada bulunan şu ki application yaratan kişiler sizin ve sizin arkadaşlarınızın kişisel bilgilerini çalabiliyor. Facebook bu konuda aslında bizleri uyarsa ve bunu engellemek için bir opsiyon sunsada bu çoğu applicationda geçerli olmuyor. Maalesef Facebook’un açılan çoğu application üzerinde de hiçbir kontrolü yok. Kısacası kişisel bilgilerinizin çalınmaması an meselesi...

Applicationları eklerken “Allow this application to...” kısmında önünüze çıkan kutucuktaki tüm seçeneklerin işaretlerini kaldırmayı unutmayın ki en azından bilgileriniz daha güvende olsun.

Saturday, May 17, 2008

Coldplay - Viva La Vida


Coldplay’in EMI’den çıkan 4. albümü “Viva La Vida” Haziran ortasında piyasada olucak; ancak Radiohead gibi kendi istediğini yapabilen ve plak şirketine bağımlı olmayan gruplara çok özentiğini belirterek...

Yeni albümünden birkaç şarkıyı dinledim. İlk singleları olan “Violet Hill” oldukça güzel bir şarkı. Bunun dışında “Loss” ve albümün adını taşıyan “La Viva Vida” şarkılarını da dinledim. Bundan önceki albümüne göre daha iyimser mesajlar taşıyan bir albüm bu. Ancak Coldplay yaptığı açıklamada bir plak şirketine bağlı kalmaktan hiç memnun olmadığını belirtiyor. Albümü için ilk konseri 23 Haziranda New York Madison Square Garden’da verecek olan grubun bu konseri tamamen ücretsiz olucak. Ayrıca Londra ve Barselonada da ücretsiz konser verecekler. Aynı zamanda müzik dünyasında Radiohead’in önderlik ettiği bu yolda onlarda müzikseverlere bedava MP3 indirme olanağı sağladılar; ancak grubun solisti Chris Martin iç çekerek röportajın sonunda şunu söylemiş : “Sanırım biz ebediyen bir plak şirketiyle kontrat altında olacağız. Ölüm döşeğindeyken bile biri bana gelip “bize hala 3 albüm borçlusun diyecek”.” Ne diyelim, umarım bir gün Coldplay de özgürlüğüne kavuşur.

İlk single “Violet Hill” ‘in videosunu aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

http://uk.youtube.com/watch?v=53iSujLyjv8

Warp Light District ve işin arka yüzü...


Nedir bu WLD? Benimle ne alakası var? Hikaye şöyle başlıyor... Bir süre önce şans eseri Amsterdamda 2 kişiyle tanıştım : Fransız – Gregory- ile Hollandalı- Marieke-. Greg birkaç yıldır Amsterdamda yaşıyor, Djlik yapıyor ve kendi CD’sini çıkarmış. Marieke de üniversite okuyor aynı zamanda part-time çalışıyor. İkisi birlikte bir etkinlik yapmaya karar vermişler ve geçtiğimiz şubat ayında 300 kişilik bir parti yapmışlar Amsterdamda. Tamamen profesyonel yardım almadan, kendi bütçeleriyle yaptıkları bu partiyi de doldurmayı başarmışlar.

Gregory ve Marieke’nin amacı çeşitli Djler ve görsel sanatlardan oluşan bu parti konseptini devam ettirmek ve ileride bunu asıl işleri olarak yapmak. Bana bu partiyi açıklarlarken ikinci partinin de Haziran ayında olacağını söylediler. Küçük bir ayrıntı ise Haziran ayında Rotterdamda yapılacak bu partinin bu sefer 600 kişilik bir parti olacak olması ve bu yüzden çok daha fazla çaba gerektirecek olması. Bazı şeylere yetişemediklerini ve özellikle promosyon için yardıma ihtiyaçları olduklarını belirttiler.Açıkcası bende Gregory ve Marieke’nin bu çabasından etkilendim ve onlara yardım etmek istedim.Ve böylece WLD projesinin bir parçası olmuş bulundum. Nisan ayından beri çeşitli yollardan bu partinin promosyonunu yapıyorum ve amacımız bu partinin sürekliliğini sağlamak. Belli mi olur, belki bir gün onların Türkiyeye gelmesine bile yardım ederim.

Merak edeniniz olursa official sayfasına ve Myspace sayfasına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

http://www.warplightdistrict.com/
http://www.myspace.com/warplightdistrict


Thursday, May 15, 2008

Supernatural Superserious

Bir süredir dinlemekten vazgeçemediğim şarkılardan biri de R.E.M'in son albümü Accelerate'deki "Supernatural Superserious" adlı şarkısı. Ben videodan geç haberdar oldum maalesef. Dinlemediyseniz aşağıdaki linkten videoyu da izleyebilirsiniz. Şiddetle tavsiye ediyorum :)

http://www.youtube.com/watch?v=IZqHaPrWp8E&feature=user
http://www.supernaturalsuperserious.com/


Bu arada bugün Masstival'in gerçekleşeceği de kesinlik kazandı. Geçen sene AVEA'nın sponsor olduğu bu festivale bu sene Yapı Kredi sponsor oluyormuş. Radar Live'ın eksikliğinde Yapı Kredi Masstival'e el atmış anlaşılan... :) Bana açıkladıkları line-uplarıyla (White Snake ve Def Leppard) Hollandada yapılacak olan Arrow Rock Festival'ini anımsatsa da gene de iptal olmamasına sevindim.

Unutmadan bugün şans eseri Efes Pilsen One love ile ilgili yeni bilgilerin yazıldığını gördüm. Oyunlar, dans gösterileri, karaoke ve daha bir çok aktivite olacak festivalde. Bende bavulumu açmadan festivale katılacağım :)) Herkesi orda görmeyi umuyorum!

Wednesday, May 14, 2008

Broken Social Scene


İstanbul konserlerinden çıkıp Amsterdam'a uğrayan bir başka grup da Broken Social Scene oldu. İstanbulda 2 gece üst üste Kanadalı grubu izleyenlerden duyduğum kadarıyla konserin güzel olacağını tahmin ediyordum; ama açıkcası bu kadar iyi bir performans beklemiyordum.

Dün gece Melkweg’in küçük salonunda BSS’i izlemek için erkenden yerimi aldım. Büyük salonda ise Busta Rhymes yer almaktaydı. Aslında Babylon ile karşılaştırınca Melkweg'in küçük salonu Babylon kapasitesinin neredeyse yarısında kalmakta. O yüzden konserin küçük salonda olmasına biraz şaşırdım açıkcası. Evet, küçük salon seyircilerle dolmuştu; ama yine de Broken Social Scene Amsterdamda çok daha fazla ilgi görür, bu yüzden daha büyük bir mekanda sahne alır diye düşünmüştüm.


BSS'den önce The Brunettes mini bir konser verdi bize. Gayet canlı, enstrümental olan bu Yeni Zelandalı gruba bayıldım. Ardından BSS sahneye çıktı. 2006’da Lowlands’den sonra grup tekrar Amsterdam’a geldiği için mutlu olduğunu belirtti. Bir de yeni albümlerinden bir şarkı çaldılar. Ben de şarkıyı videoya kaydetme şansı bile buldum aslında. Grubun performansına gerçekten hayran kaldım. Ara vermeden bize 2 saat 15 dakika boyunca bize müzik serüveni yaşattılar adeta.
Önümüzdeki haftalarda gideceğim Feist konserini ve Pinkpop festivalini de dört gözle beklemekteyim.

Thursday, May 8, 2008

Bol konserli gece


Dün akşam Paradiso’ya Türkiye’de çok bilinmeyen, daha küçük grupları dinlemeye gitmiştim aslında. Bunlar Dirty Projectors, Xiu Xiu ve Why gruplarıydı. 20.30 civarında Paradiso’nun küçük salonunda Dirty Projectors yerini aldı. Şarkılar aşağı yukarı aynı gittiği için Paradiso’nun diğer salonu, yani büyük salona geçtim. Orada inanılmaz bir kalabalık İngiliz Mark Ronson’ı beklemekteydi.

Nisan 2007’de çıkardığı “Stop me” adlı albümünden sonra yakaladığı çıkışın etkisini Amsterdamda görmemek imkansızdı. Salon dolup taşıyordu adeta. Lily Allen ile yaptığı şarkı “Oh my God” ve Amy Winehouse ile piyasaya sürdüğü “Valerie” şarkılarından sonra Mark Ronson’ı tanımamak olanaksızdı zaten. Konser süresince sanırım artık sanatçıların Hollandada sahneye çıkınca klasikleştirdiği “sahnede ot içme” davranışı da gözümüzden kaçmadı.

Bu arada Xiu Xiu ve özellikle Why’ı beğendiğimi belirtmeden geçemeyeceğim... Dirty Projectorsdan sonra bizi canlandırdılar gerçekten. İlginç bir gece oldu dün gece. 3 grubu izlemeye gitmişken Mark Ronson’dan da güzel parçalar dinleme fırsatı bulmuş olduk.

Saturday, May 3, 2008

Rock'n Coke'un hatası...

Bugün Hürriyet gazetesinde Tolga Akyıldız’ın yazdığı “Rock’n Coke’un hatası” adlı yazı hakkında birşeyler yazmak istedim.

Evet, Rock’n Coke 5 yıldır devam eden, ülkemize birçok ünlü ismin gelmesine yol açan ve YOUROPE’a üye olan tek festivalimizdi. Ve bu sene iptal olması hepimizi üzdü; ancak bence artık bunu uzatmanın manası yok.

Medyanın gereksiz yere festivalleri pompolaması ve özellikle bu yüzden Türk gençliğinin her sene daha büyük isimler beklemesi de bu duruma yol açtı. Her sene Rock’n Coke’un çıtasını yükselttiğini düşünmüyorum ve sanatçı bulamama gerçekten saçma bir neden gibi gelebilir kulağa...”Koskoca Coca-Cola’nın sponsor olduğu festivale nasıl grup bulunamaz milyon tane grup varken?” soruları sorulabilinir. Ancak bu sene Avrupada sadece line-up yüzünden iptal edilmiş festival Rock’n Coke değil. Bunun dışında Glastonbury festivali de aynı sorunla karşı karşıya. Dünyada müzik festivallerine olan artan ilgiden dolayı line-up ayarlamak gittikçe zorlaşıyor. Bir de bilet satışlarının düşmesi de cabası.

Ayrıca Hürriyetteki bu yazıda belirtildiği gibi dünyanın farklı yerlerinden adı sanı duyulmamış grupları getiremez miydi organizatör firma? Tabiiki getirebilirdi; ama bu Türkiyede ne kadar ilgi çekerdi? Türk gençliğinin gençliğinin bir festival kültürü bile yokken bu ne kadar başarılı bir girişim olurdu sizce? Sonuçta bir yerde Coca-Cola'da bu festivali imajını korumak/iyileştirmek için yapsa da kar etmek amacı da gütmektedir. Line-up'da tanıdık isimler olmayınca maalesef birçok Türk genci festivallere ilgi göstermiyor. Yeni grupları dinlemeye bile yeltenmiyorlar çoğu zaman.

Keşke bu sene böyle olmasaydı; ama bence artık organizatör firmayı suçlamak bizi bir yere götürmez. Eminim yakında çok güzel projelerle tekrar müzikseverleri sanatçılarla buluşturacaklardır.

Unutmadan Efes Pilsen One Love festivaline headliner olarak Hot Chip,The Long Blondes,Miss Platnum gibi isimlerde katılacak. Bence küçümsenecek isimler değil bunlar.